Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)

        “GÜLSÜM Elvan, bekliyor. Oğlu Berkin’in uyanmasını.” Reyan Tuvi‘nin Radikal-2’de 17 Kasım günü çıkan, insanın içini burkan yazısı bu sözlerle başlıyordu. Tanımadığımız, bilmediğimiz, başına böyle bir felaket gelmese muhtemelen hiçbir zaman tanıma fırsatını da bulamayacağımız bir gençti Berkin. Gezi direnişine katılanlara yönelik hükümetçe körüklenen nefret ve şiddet kasırgasından payını almıştı. 15 yaşındaydı. Güzel, aydınlık bir yüzü vardı.

        Daha yaşamının başındaydı, herhalde rüyalara, hülyalara sahipti. Kendisi için, ailesi için ümitleri, beklentileri, hedefleri vardı. Gezi sırasında ya da daha sonraları hunharca veya soğukkanlılıkla öldürülen, ölen diğer gençler gibi Alevi idi.

        Hükümet üyeleri için herhalde o da kendi iktidarlarına göz dikmiş, artık hangi komplo ise akıllarına gelen, ona dahil ettikleri bir zararlı varlıktı. Bundan dolayı hükümetin hiçbir üyesi sokakta başına gaz kapsülü geldiği için komada yatan, öldüğünde 16 kilo tartan bu çocuğun ailesini aramayı aklından geçirmedi. Cumhurbaşkanı Gül telefon ettiğindeyse hem tıbben hem de insani bir jest yapma adına artık bir hayli geçti.

        Berkin’in ölümünün ardından da hükümetten herhangi bir bakanın kendi sorumluluklarında gerçekleşmiş bu hunharlıktan dolayı özür dilemeyeceklerini, nedamet göstermeyeceklerini biliyoruz. Dünyanın başka köşelerinde öldürülenler için bol keseden sergiledikleri insani duyarlılıklarıyla, vicdani sızılarının, yönettikleri ülkenin vatandaşı gencecik bir delikanlıdan ve onun ailesinden esirgeneceğini tahmin edebiliyoruz.

        Berkin’in ölümü üzerine Türkiye’nin bir bölümünde öfke patladı. Bu adaletsizliğe, gaddarlığa, haksızlığa karşı insanlar tanımadıkları ama yaşaması için, inançlı ya da değil, dualarını esirgemedikleri bir çocuğun ardından meydanlara aktılar. Orada kendilerini TOMA’ların, gazın, basınçlı suyun beklediğini bile bile. Nitekim bekledikleriyle karşılaştılar ve ülkenin pek çok yerinde gece çatışmalarla geçti.

        Türkiye’nin bir başka kesiminde, bu trajik ölüm bir ‘oh olsun’ havasıyla ya da beddualarla karşılanabiliyordu. Hükümetin kendisine karşı koyan, direnen, eleştiren hemen her kesimi şeytanlaştırma, en ufak toplumsal muhalefeti komplolara, darbelere bağlama gayretlerinin sonucunda ortaya çıkan tablo buydu. Ortak insani değerleri kalmamış, ahlakını, insafını, vicdanını siyasal kavganın kutuplaşmasında kaybetmiş bir toplum. Paramparça ve bu parçaları günün birinde toparlayabilecek ortak bir gayeden, söylemden, liderden, niyetten yoksun.

        Mutlak iktidar hırsı gerçekleşemeyeceğinden, yolsuzluklardan kaçmak istediğinden, gelecek dönemde iktidarını korumak varoluşsal bir hedef haline geldiğinden dolayı siyasal iktidarın ve Başbakan Erdoğan‘ın ülkeyi getirdiği nokta bu. Onarılması çok uzun sürecek, belki de mümkün olmayacak bir hasar bırakacak arkasında bugünkü iktidar. Ülkede hukuk kavramı, yargı mekanizması külliyen iflas etmiş, mülkün temeli olduğu söylenen adalet ise kötü bir şaka kategorisine inmiş durumda.

        Böyle bir ülkeden, böyle yarılmış ve her yarılmadan yeni nefretler üreten bir toplumdan, vatandaşını bir türlü sevemeyen bir devletten kimseye hayır gelmez. Bugünün hınç, öfke ve düşmanlık pompalamaktan bıkmayan muktedirleri de nihayet bu dersi aldıklarındaysa hepimiz için iş işten geçmiş olacak.

        Reyan Tuvi yazısını böyle bitiriyordu: “Gülsüm Elvan bekliyor. Oğlunun uyanmasını bekliyor. Çünkü Berkin, umudun çocuğu: ‘Savaşıyor benim oğlum, direniyor benim oğlum. Anası için direniyor, ablaları için direniyor, babası için direniyor, Türkiye için direniyor, çünkü herkes onun için ayaklandı, o halkı yanında gördü, oğlum hissetti bunu. Ethem için, Abdullah için, Ali İsmail için, Mehmet için, Medeni için direniyor... Biliyorum, ayağa kalkacak benim oğlum.”

        Kalkamadı. Allah rahmet eylesin.

        Diğer Yazılar

        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
        Bu çeviride Google Translete kullanılmıştır. Anlam ve çeviri hatalarından haberturk.com sorumlu değildir.